turn up

  1. (a) yukarı çevirmek, çevirip kaldırmak, (b) kazıp çıkarmak, (c) bulmak, keşfetmek, meydana çıkarmak,
    (d) şiddetlendirmek, artırmak, (e) vukubulmak, vukua gelmek, olmak, ortaya çıkmak, tahaddüs etmek.
    till something better turns up: daha iyisi oluncaya kadar. (f) belirmek, gözükmek, çıkıvermek, zuhur etmek, gelmek, peyda olmak.
    if anyone turns up: bir gelen olursa/şayet biri gelirse. (g) kıvırmak.
    turn up the nose (at …): …'e burun kıvırmak/küçümsemek.
beğenmemek, burun kıvırmak, yüz çevirmek.
I wish my children wouldn't turn up their noses at doing their schoolwork.
bir şeye burnunu çevirmek Verb
bir şeye burun kıvırmak Verb
burun kıvırmak Verb
ölmek, nalları dikmek.
devrik, kalkık, kıvrık, kıvrılabilen (şey).
pantalon paçası.
(iskambil) yüzü çevrik kâğıt.
talih, tesadüf, şans.
boşa çıkmak Verb
gömülü bir defineyi kazıp çıkarmak Verb
sözlükte bir sözcük aramak Verb
işe erken gelmek Verb
ikide bir suyun yüzüne çıkmak Verb
kalp para gibi dönüp dolaşıp sahibine gelmek.
damlamak Verb
faydası dokunmak Verb
harikalar yaratmak Verb
yapma şunu
kes sesini
burun bükmek Verb